Çok karşılaşılan bir sorun diyebiliriz. Bu aslında, “saçımı bakır boyatıyorum hemen akıyor” gibi bir durum hali de diyebiliriz…
Herbirimiz farklı dolaşım sistemine, yani metabolizmaya ve farklı cilt tipine sahibiz.Bu uygulamada kullanılan boyaların da bitkisel bazlı boyalar olduğundan yola çıkarsak, kişiden kişiye göre kalıcılık oranlarının ve ciltteki uyum oranının değişebileceğini de söyleyebiliriz. Karma ve yağlı cilt tiplerinde, nasıl ki normal makyaj yapıldığında dahi ciltte kolay kolay sabitlenmez ve daha kısa sürede akar, bulaşır ise, kalıcı makyajda da cilt altında dağılması, yayılması ve ciltten daha çabuk atılması söz konusu olur. Bunun nedeni, çok açıktır. Cilt normal cilt olmadığı için, yağ salgısı daima sürer ve cilt alttından gelen bu durum, yine cilt altına gönderilen boya ile etkileşime girer ve cildin üst tabakası olan epidermise ulaşarak, boya atım hızını daha aktif hale getirir.Bu durumda kullanım süresinin kısa olacağı ve kişinin yüksek beklenti içine girmemesi gerektiği, işlem öncesinde danışan kişiye aktarılmalı ve onun cildinde daha iyi sonuç verecek başka uygulamalar da yapılabileceği bilgisi verilmelidir. Microblading zaten derinin daha üst tabakasına yapıldığı için ,normal pigmentasyon işlemi gibi derinin alt tabakalarına inmediği için, kalıcılığının kısa olduğu bilinmektedir ancak bir de cilt yağıyla, metabolik hastalıklar yada kullanılan kan sulandırıcı ilaçlarla birleştirildiğinde kalıcılık oranı ve işlemin kalitesi daha da düşecektir. Daha kalıcı olması isteniyorsa yağlı ve karma cilt tiplerindeki kişiler cihazla yapılan uygulamaları tercih etmelidir. Pudralama tekniği yada mikropigmentasyon uygun olacaktır.Ancak uygulama öncesinde yine de kullandığı ilaç ve metabolizma rahatsızlıkları olup olmadığı sorulmalı ve kişi yüksek beklenti içine sokulmamalıdır.